يَا آلْ بَاعَلَوِي شَفَاعَةْ كُلُّ كُرْبَةْ تَنْجَلِي
وَ بِكُمْ يَا أَهْلَ الوِلَايَةْ كُلُّ حَاجَةْ تَنْقَضِي
Ey Bâ Alavi, her sıkıntı sizin şefaatinizle giderilir
ve sizinle, ey velilik ehli, her ihtiyaç karşılanır.
يَا فَقِيهُ يَا مُقَدَّمْ يَا مُحَمَّدْ بِنْ عَلِي
يَا وَجِيهُ يَا مُكَرَّمْ عَنْدَ مَوْلَاكَ العَلِي
Ey Fakih, ey Mukaddem, ey Muhammed bin Ali,
Ey itibarlı, ey yüce Mevlanızın huzurunda onurlandırılmış olan,
أَنْتَ وَ أَوْلَادَكْ وَ صَحْبَكْ عِنْدَكُمْ كَمْ مِنْ وَلِي
نَطْلُبُ السَّقَّافَ غَارَةْ ذَاكَ لِي بَحْرُهْ مَلِي
Siz, çocuklarınız ve dostlarınız - sizden kaç veli gelir,
Ey Saqqâf, koruma talep ediyoruz; onun denizi benim için bol.
وَ ابْنُهُ المِحْضَارْ يَحْضُرْ وَ المُهَدَّرْ بُو عَلِي
وَ إِنْ ذَكَرْتَ العَيْدَرُوسْ كُلَّ كُرْبَةْ تَنْجَلِي
Oğlu Miḥḍâr hazır ve Muhaddar, Ali'nin babası,
ve eğer 'Aydarūs'u anarsan, tüm sıkıntılar giderilir.
غَارَةً يَا العَيْدَرُوسْ فِي العَجَلْ لَا تَمْهَلِ
يَا كَبِيرَ الصُّوفِيَّةْ عَنْدَكَ المَرْعَى فَلِي
Koruma, ey 'Aydarūs, hemen; geciktirme,
Ey büyük tasavvuf ustası, senin otlakların bana ait.
وَ ابْنَ سَالِمْ وَ الحُسَيْنْ ذُو المَقَامِ المُعْتَلِي
آلَ عَلَوِي كُلُّكُمْ سَاعِدُونِي يَا أَهْلِي
Ey İbn Sâlim, ey yüce makam sahibi Hüseyin,
Ey 'Alavi ailesi, hepiniz! Yardım edin bana, ey ailem!
عِنْدَكُمْ مَا أَنَا غَرِيبْ صَاحِبَ الدَّارْ أَهْلِي
سَاعِدُونِي وَ اسْرَعُوا بِالغِيَاثِ العَاجِلِ
Sizin huzurunuzda yabancı değilim.
Bana yardım edin ve acil yardımıma koşun.
وَ اسْتَغِيثُوا بِالنَّبِي الرَّحِيمِ الوَاصِلِ
فَإِنَّ مَوْلَانَا يُجِيبْ دَعْوَةً لِلسَّائِلِ
Birleştirici, merhametli Peygamber aracılığıyla yardım isteyin -
çünkü gerçekten, Efendimiz yalvaranın çağrısına cevap verir.
يَا رَسُولَ اللهْ قُمْ يَا مَخَلِّصْ مَنْ بُلِي
أَنْتَ الَّذِي تُرْجَى لَهَا فِي المَقَامِ الهَائِلِ
Ey Allah'ın Elçisi, kalk, ey sıkıntıdan kurtarıcı!
Korkunç duruş yerinde umutlar sana bağlanır.