سَلَامٌ سَلَامٌ
Selam Selam
سَلَامٌ سَلَامٌ كَمِسكِ الخِتَامْ
عَلَيْكُمْ أُحَيْبَابَنَا يَا كِرَامْ
Selam, selam - miskin son mührü gibi -
üzerinize olsun, ey sevgililerim, ey soylular
separator
وَ مَنْ ذِكْرُهُمْ أُنْسُنَا فِي الظَّلَامْ
وَ نُورٌ لَنَا بَيْنَ هَذَا الأَنَامْ
Onların anılması karanlıkta tesellimizdir
ve bu yaratılış arasında bizim için bir ışıktır
سَكَنْتُمْ فُؤَادِي وَ رَبِّ العِبَادْ
وَ أَنْتُم مَرَامِي وَ أَقْصَى المُرَادْ
Kalbime yerleştiniz. Yaratıcıların Rabbi adına
ve siz benim amacım ve en uzak hedefimsiniz
فَهَلْ تُسْعِدُونِي بِصَفْوِ الوِدَادْ
وَ هَلْ تَمْنَحُونِي شَرِيفَ المَقَامْ
Beni saf sevgi içkisiyle mutlu etmeyecek misiniz
ve bana en soylu makamları bahşetmeyecek misiniz
أَنَا عَبْدُكُمْ يَا أُهَيْلَ الوَفَا
وَ فِي قُرْبِكُمْ مَرْهَمِي وَ الشِّفَا
Ben sizin kulunuzum, ey sadakat ehli
ve size yakınlıkta benim tedavim ve şifam
فَلَا تُسْقِمُونِي بِطُولِ الجَفَا
وَ مُنُّوا بِوَصْلٍ وَ لَوْ فِي المَنَامْ
Beni uzun ayrılıklarla hasta etmeyin
ve bana birlik bahşedin, rüyada bile olsa
أَمُوتُ وَ أَحْيَى عَلَى حُبِّكُمْ
وَ ذُلِّي لَدَيْكُمْ وَ عِزِّي بِكُمْ
Sevginizle ölür ve yaşarım
ve alçakgönüllülüğüm önünüzde, onurum sizinle
وَ رَاحَاتُ رُوحِي رَجَا قُرْبِكُمْ
وَ عَزْمِي وَ قَصْدِي إِلَيْكُمْ دَوَامْ
Ruhumun huzuru yakınlığınızın umududur
ve azmim ve size olan arzum daimidir
فَلَا عِشْتُ إِنْ كَانَ قَلْبِي سَكَنْ
إِلَى البُعْدِ عَنْ أَهْلِهِ وَ الوَطَنْ
Kalbim yerleşmişse yaşamam
halkından ve vatanından uzak
وَ مَنْ حبُّهُمْ فِي الحَشَا قَدْ قَطَنْ
وَ خَامَرَ مِنِّي جَمِيعَ العِظَامْ
Ve sevgileri kalbime yerleşmiş olanlar
ve tüm kemiklerimi kaplayanlar
إِذَا مَرَّ بِالقَلْبِ ذِكْرُ الحَبِيبْ
وَ وَادِي العَقِيقِ وَ ذَاكَ الكَثِيبْ
Sevgilinin anısı kalbimden geçtiğinde
ve Akik Vadisi ve o kum tepeleri
يَمِيلُ كَمَيْلِ القَضِيبِ الرَّطِيبْ
وَيَهْتَزُّ مِنْ شَوْقِهِ وَ الغَرَامْ
nemli kamış gibi sallanır
ve aşkından ve özleminden titrer
أَمُوتُ وَ مَا زُرْتُ ذَاكَ الفِنَا
وَ تِلْكَ الخِيَامَ وَ فِيهَا المُنَى
O avluyu ziyaret etmeden öleceğim
ve içlerinde tüm mutluluğu barındıran o çadırları
وَ لَم أَدْنُ يَوْماً مَعَ مَنْ دَنَا
لِلَثْمِ المُحَيَّا وَ شُرْبِ المُدَامْ
Yaklaşmadım, bir gün bile, yaklaşanlarla
yüzü öpmek ve şarabı içmek için
لَئِنْ كَانَ هَذَا فَيَا غُرْبَتِي
وَ يَا طُولَ حُزْنِي وَ يَا كُرْبَتِي
Eğer durum buysa, yabancılığım ne kadar büyük
Üzüntüm ne kadar uzun ve felaketim nasıl
وَ لِي حُسْنُ ظَنٍّ بِهِ قُرْبَتِي
بِرَبِّي وَ حَسْبِي بِهِ يَا غُلَامْ
Güzel düşüncelerim var, size yakın olacağım
Rabbime ve Yeterliğime, ey öğrenci
عَسَى اللهُ يَشْفِي غَلِيلَ الصُّدُودْ
بِوَصْلِ الحَبَايِبْ وَ فَكِّ القُيُودْ
Belki Allah, sevgililerle birlik ve zincirlerin çözülmesiyle
terk edilmenin acısını iyileştirir
فَرَبِّي رَحِيمٌ كَرِيمٌ وَدُودْ
يَجُودُ عَلَى مَن يَشَا بِالمَرَامْ
Çünkü Rabbim Merhametli, Cömert ve Sevgilidir
Dilediğine cömertçe bahşeder, ulaşmakla